RESiMLER
Yüreğimin kentinde bir çocuk ağlıyor sessizce...
annem " büyüdü artık " diye elimi bırakığından beri,
yapayalnız yürüyorum sokaklarda...
attığım her adımda kalbimden bir parça bırakıyorum..
bir parça yüreğimden,
bir parça gönlümden...
bir parça sevgimden..
bir parça ben süzülüyor yanaklarımdan sokakların bağrına...
her adımda...
bir parça kalbim kalıyor geriye...
annem " yürüyor" diye elimi bıraktığından beri, yüreğime kadar uzanan bir el aradım yıllar boyunca...
yalnızlığımın girdabında yüreğimin dilinde bana seslenecek bir ses aradım aslında...
bir bakış milyonlar arasında...
aşina bir yüz...
yüreğimin kentinde sokaklarıma damlayan gözyaşlarımı görecek belkide...
belki başımı okşayacak güven dolu bir el...
yüreğimi avuçlarına alıp merhamet edecek bir gönül...
Kanadım değil ama yüreğim kırık...
annem " büyüdü artık " diye elimi bırakığından beri,
yapayalnız yürüyorum sokaklarda...
attığım her adımda kalbimden bir parça bırakıyorum..
bir parça yüreğimden,
bir parça gönlümden...
bir parça sevgimden..
bir parça ben süzülüyor yanaklarımdan sokakların bağrına...
her adımda...
bir parça kalbim kalıyor geriye...
annem " yürüyor" diye elimi bıraktığından beri, yüreğime kadar uzanan bir el aradım yıllar boyunca...
yalnızlığımın girdabında yüreğimin dilinde bana seslenecek bir ses aradım aslında...
bir bakış milyonlar arasında...
aşina bir yüz...
yüreğimin kentinde sokaklarıma damlayan gözyaşlarımı görecek belkide...
belki başımı okşayacak güven dolu bir el...
yüreğimi avuçlarına alıp merhamet edecek bir gönül...
Kanadım değil ama yüreğim kırık...
Damla damla iner gökyüzünden sokağa yağmur… Islanırım…
Siz bilemezsiniz nasıl işler içine gökgürültüsü sağnak halinde düşüncelerin? Her fırtınada korkar, her yağmurda ıslanırım.. Ellerimi açarım gökyüzüne, kar taneleri kucaklar parmaklarımı , sarılırım, bir dosta hasret kalmışcasına…Direnirim…Herkes kadar sevinir, hepinizden çok, üzülürüm.. Birden nasıl bir titreme düşer göz bebeklerime, görmezsiniz… Üşürüm,
Siz bilemezsiniz nasıl işler içine gökgürültüsü sağnak halinde düşüncelerin? Her fırtınada korkar, her yağmurda ıslanırım.. Ellerimi açarım gökyüzüne, kar taneleri kucaklar parmaklarımı , sarılırım, bir dosta hasret kalmışcasına…Direnirim…Herkes kadar sevinir, hepinizden çok, üzülürüm.. Birden nasıl bir titreme düşer göz bebeklerime, görmezsiniz… Üşürüm,
çok üşürüm…
Yıldızlar geçer geceden, usulca kayar birisi beni umursamadan, yalvarırırım, bir tanesi görsün diye yalnızlığımı… Seslenirim… Ne zaman ki yaz biter, sonbahar yaprakları düşer ortalığa kıyamet gibi…
Bir hüzün konar göçmen kuşlar gibi, çöreklenir başıma …
Yıldızlar geçer geceden, usulca kayar birisi beni umursamadan, yalvarırırım, bir tanesi görsün diye yalnızlığımı… Seslenirim… Ne zaman ki yaz biter, sonbahar yaprakları düşer ortalığa kıyamet gibi…
Bir hüzün konar göçmen kuşlar gibi, çöreklenir başıma …
Üzülürüm….
An gelir, söylenirim, deli gibi… Konuşurum, konuşurum…Konuştukça susturduğumu sanırım içimdeki kalabalığı… Sorunlar değildir beni konuşturan, kalbinizde kaybolmuş şefkati uyandırmak, sevgisizliği parçalamaktır amacım,yalnızlığımın kanayışı gibi kan damlar sözlerimden, hepsi kırmızı akar kanımın ,sizin gibi…
Görmezsiniz, kangren olur yalnızlığım…
Durduramazsınız…
Anlamazsınız ben konuştukça….Haykırırırım, duymazsınız…
Yüceltmek için beni, el açıp da dilenemem…Saklanırım...Kendimden kaçışımdır,yine kendime, saklanışım… Boyumdan büyüktür sevdam , kendime yakalanışım… Siz görüp de bulamazsınız beni ….
Duymasanız da varım…
Görmeseniz de buradayım …
Boşuna arayışınız…
Unuturum kendimi….Siz, olurum…
Kıymet bilmezsiniz ..
Üzülürüm….
Yürekten çağırmayacaktım seni değil mi, sözümü tut(a)madım.
Ve biliyorum ki sözünü tutmayan sadece ben değilim.
Gelmeyecektin, geldin ve hiç gitmemiş gibi sessizliğime nasıl da karıştın.
İzlerini silmek için bu kadar uğraşma, sessizliğin en az benimki kadar gürültülü...
Ruhunu al(a)madın yanına giderken değil mi?
-
Mola
Verdiğim
Gölgelerin
Soluğunda
Şunu
Anladım ki,
Aşka
Çıkan
Bir
Tek
Yolun
Dışında,
Tüm
Yollar
Sütunları
Yıkılmış
Bir
Saraymış.








An gelir, söylenirim, deli gibi… Konuşurum, konuşurum…Konuştukça susturduğumu sanırım içimdeki kalabalığı… Sorunlar değildir beni konuşturan, kalbinizde kaybolmuş şefkati uyandırmak, sevgisizliği parçalamaktır amacım,yalnızlığımın kanayışı gibi kan damlar sözlerimden, hepsi kırmızı akar kanımın ,sizin gibi…
Görmezsiniz, kangren olur yalnızlığım…
Durduramazsınız…
Anlamazsınız ben konuştukça….Haykırırırım, duymazsınız…
Düşünürüm…...
Yüceltmek için beni, el açıp da dilenemem…Saklanırım...Kendimden kaçışımdır,yine kendime, saklanışım… Boyumdan büyüktür sevdam , kendime yakalanışım… Siz görüp de bulamazsınız beni ….
Duymasanız da varım…
Görmeseniz de buradayım …
Boşuna arayışınız…
Unuturum kendimi….Siz, olurum…
Kıymet bilmezsiniz ..
Üzülürüm….

Yürekten çağırmayacaktım seni değil mi, sözümü tut(a)madım.
Ve biliyorum ki sözünü tutmayan sadece ben değilim.
Gelmeyecektin, geldin ve hiç gitmemiş gibi sessizliğime nasıl da karıştın.
İzlerini silmek için bu kadar uğraşma, sessizliğin en az benimki kadar gürültülü...
Ruhunu al(a)madın yanına giderken değil mi?
-
![]() |
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 700x439 and weights 60KB. |

Savaşım seni yenmek içindi, kendime yenildim.
Adlandıramadığım, anlamlandıramadığım ne varsa, hepsi içimde öyle bir güç olmuş ki,
Ben tek başıma hiçbirşey yapamıyorum.
"Sana" rağmen, bu yenilgi üzmüyor beni, yıkmıyor,
"Sana" rağmen, sesim, yüzüm, düşüm kırık ama küsmüyorum
"Sana" rağmen düşüyorum uçurumlardan ama ölmüyorum
"Sana" rağmen eksilmiyorum, çoğaldıkça daha çok yeniliyorum kendime
Adlandıramadığım, anlamlandıramadığım ne varsa, hepsi içimde öyle bir güç olmuş ki,
Ben tek başıma hiçbirşey yapamıyorum.
"Sana" rağmen, bu yenilgi üzmüyor beni, yıkmıyor,
"Sana" rağmen, sesim, yüzüm, düşüm kırık ama küsmüyorum
"Sana" rağmen düşüyorum uçurumlardan ama ölmüyorum
"Sana" rağmen eksilmiyorum, çoğaldıkça daha çok yeniliyorum kendime
![]() |
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 700x525 and weights 78KB. |

"Sana" rağmen, "seni" göğsümdeki sıcaklıkta saklıyorum
"Sana" rağmen "Sana"
Üzülürsün diye "Bana"
Kıyamıyorum...
"Sana" rağmen "Sana"
Üzülürsün diye "Bana"
Kıyamıyorum...
Herşeyi inkar etmek varken "itiraf etmek",
Senin lügatında, beni tanımlayan hangi kötü kelimenin geniş anlamında siler yüzümü?
Doğrumu kaçıncı köyünden kovarsın bu kez?
Yapamadıkların mı yoksa yapamadıklarım mı yargılar beni?
Ötesi berisi yok işte.
Ne yaparsan yap,
Senin lügatında, beni tanımlayan hangi kötü kelimenin geniş anlamında siler yüzümü?
Doğrumu kaçıncı köyünden kovarsın bu kez?
Yapamadıkların mı yoksa yapamadıklarım mı yargılar beni?
Ötesi berisi yok işte.
Ne yaparsan yap,
![]() |
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 700x525 and weights 82KB. |

YaZDıM MaVi YeSiL SuLaRa, BeNi BaNa BıRaKıN, KüSKüNüM
iNSaNLaRa ...

Mola
Verdiğim
Gölgelerin
Soluğunda
Şunu
Anladım ki,
Aşka
Çıkan
Bir
Tek
Yolun
Dışında,
Tüm
Yollar
Sütunları
Yıkılmış
Bir
Saraymış.
Sana olan bu aşkım;
Duvak heyecanıyla., gönüllerdeki sahralara su taşıyan., taze gelin telaşıydı... Destanların ağıtı.,
hastanın sabahı beklentisiydi., matemli limanlarda...
Kurşunların adrese,
ve
İsmail’in hançere teslimiyetiydi., kızıl şafaklarda...
Akşam yüzlü inci kapılarda yırtılan gömlekteki aşktı bu. Acılarla çizilmiş beyaz ve şeffaf.
Ve
bir bakışın endamlı masumiyetiyle.,
geceye gizlenen nefes olup,
çıplak tene değen dokunuşuydu. Besteleri solan rıhtımlarda...
Hüznüne ağlayan bir mendile gözyaşları düşüren,
ahşap çerçeveli dualardı. Yaldızlı ağızlarda.
Ateş döşekteki ağır gölgenin
ve alev yorgandaki üryan gururun imtihanıydı.
Sana akan
kötürüm yollardaki sabır bohçasıydı., uzun karanlıklara inat.
Gümüş bardaklardan kandillere dökülen,
serin bir buseydi bu aşk.,
mehtabın eşiğinde...
Gemileri yakacak kadar onurlu, güzel bir şeydi,
bunu solumak.....
Bu aşkı yaşamak.....
Umudun Mavisine asılan tarçın kokusu gibi,
V harfli duruşuyla
her yağmur sonrası bölüşülendi.
Gecenin aralanan perdelerinde,
akan yorgunluk gibi şafağı bekleyen..,
ve dayanılmaz cazibeni arzuların eşiğine taşıyan..,
zemheri vaktiydi sanki.
Sevgiliye adanan kirpiklerdeki devran gibi.,
güneş vuran kıyılarda..,
bir dal dudağı kırıklığını teselli eden,
kadife dalgalardı.
Od düşen gecelerdeki bir mey yankısı gibi,
dolunaya gizlenen
sırdı bu.
Tüm coğrafyalar(d)a gökkuşağı olan, ve
her yere sinen bir sevdaydı. Aslıyı kıskandıran..
Beyaza aşkı işleyen pembe bir yanağın; kısır zülüflere geceyi, Selvihana da Emrahı ayartan
işveli bir tebessümüydü.
Ve
bir yerlere sığmayan,
mühürlü kuyularda demlenen kutsal bir selamdı.., aşk sürgünü mekânlarda...
Çocukların fersiz gözlerinde yeşeren,
bahar dalı gibiydi bu sevda. Direnen tüm acılara inat.
Suları,
ateşli bakışlarıyla kurutan nadaslık kızların, beyaz yeleli kısrakların üzerindeki şahlanışıydı....
Duvak heyecanıyla., gönüllerdeki sahralara su taşıyan., taze gelin telaşıydı... Destanların ağıtı.,
hastanın sabahı beklentisiydi., matemli limanlarda...
Kurşunların adrese,
ve
İsmail’in hançere teslimiyetiydi., kızıl şafaklarda...
Akşam yüzlü inci kapılarda yırtılan gömlekteki aşktı bu. Acılarla çizilmiş beyaz ve şeffaf.
Ve
bir bakışın endamlı masumiyetiyle.,
geceye gizlenen nefes olup,
çıplak tene değen dokunuşuydu. Besteleri solan rıhtımlarda...
Hüznüne ağlayan bir mendile gözyaşları düşüren,
ahşap çerçeveli dualardı. Yaldızlı ağızlarda.
Ateş döşekteki ağır gölgenin
ve alev yorgandaki üryan gururun imtihanıydı.
Sana akan
kötürüm yollardaki sabır bohçasıydı., uzun karanlıklara inat.
Gümüş bardaklardan kandillere dökülen,
serin bir buseydi bu aşk.,
mehtabın eşiğinde...
Gemileri yakacak kadar onurlu, güzel bir şeydi,
bunu solumak.....
Bu aşkı yaşamak.....
Umudun Mavisine asılan tarçın kokusu gibi,
V harfli duruşuyla
her yağmur sonrası bölüşülendi.
Gecenin aralanan perdelerinde,
akan yorgunluk gibi şafağı bekleyen..,
ve dayanılmaz cazibeni arzuların eşiğine taşıyan..,
zemheri vaktiydi sanki.
Sevgiliye adanan kirpiklerdeki devran gibi.,
güneş vuran kıyılarda..,
bir dal dudağı kırıklığını teselli eden,
kadife dalgalardı.
Od düşen gecelerdeki bir mey yankısı gibi,
dolunaya gizlenen
sırdı bu.
Tüm coğrafyalar(d)a gökkuşağı olan, ve
her yere sinen bir sevdaydı. Aslıyı kıskandıran..
Beyaza aşkı işleyen pembe bir yanağın; kısır zülüflere geceyi, Selvihana da Emrahı ayartan
işveli bir tebessümüydü.
Ve
bir yerlere sığmayan,
mühürlü kuyularda demlenen kutsal bir selamdı.., aşk sürgünü mekânlarda...
Çocukların fersiz gözlerinde yeşeren,
bahar dalı gibiydi bu sevda. Direnen tüm acılara inat.
Suları,
ateşli bakışlarıyla kurutan nadaslık kızların, beyaz yeleli kısrakların üzerindeki şahlanışıydı....
Ateş hattında,
kıyısındaki nehirlere bağlanan
boğumlu bir soluktu
işte..,
sana bilenen...
Ve
Canana,
ayın on dördünde,
çimen gözlerini
billur kadehler içinde sunan
bir Canın
armağanıydı bu.
Elvan dağların eşiğinde...
Senin anlayacağın;
Tüm hücrelerine kadar
delikanlı olan bu aşk.,
alın teri karşılığı
hak edilen
bir aşktı...
kıyısındaki nehirlere bağlanan
boğumlu bir soluktu
işte..,
sana bilenen...
Ve
Canana,
ayın on dördünde,
çimen gözlerini
billur kadehler içinde sunan
bir Canın
armağanıydı bu.
Elvan dağların eşiğinde...
Senin anlayacağın;
Tüm hücrelerine kadar
delikanlı olan bu aşk.,
alın teri karşılığı
hak edilen
bir aşktı...
II
İşte,
Bunları anlattım gül bahçelerine.
Bunları anlattım hep yollara.., yıldızlara, sulara..., duvarlara.
Bu aşka şahit olan herkese........
Yıllara, ve dahası yaprak sarısı bu hayata.....
Anlattım da;
Senden uzakta bir kalpte,
senin için yıllarca taşınan sevda yüklü bu kervanın..,
ihanet kurşunlarıyla yüreğinin tam on ikisinde vurularak..,
çöl seraplarına terk edişini,
anlatamadım.
Şu yaban ormanlı gönlüme.....
Artık,
Yıllardır
ne bir umut değer
dudağına hasretin.
Ne de
gelin kokulu kızlar bekler yolumu.
İçli şarkıların perçemine asılan yokluğunu.,
Öksüz bir şive ile anlatamadım gitti hâla şu gönlüme...
Yalnız şunu bil ki;
Üşüyorsa,
bir bir senden uzakta kalan bu yüreğin sesleri,
sanma ki bu aşk sahipsiz kalır.
Geçiyorsa içimdeki kervanlarda hasretin..,
ve
kalıyorsa bir yetim hüznüyle ellerimde hercai gözlerin..,
ardından bir gün bende hırkamı alıp
çekip giderim...
Sensiz gökle yer arasında asılmış bir halkada.., iklimlerin üstünde baharlar soluyorsa..,
bir gül damlıyorsa
aşkın duvağına kan kırmızı sevdalar gibi.
Ve
düşüyorsa gamzesine menekşeden ince bir yağmur.
Türkü kokan bu sevda keder dokuyorsa bir ucu kırık.
Kopan bir gecede kumrular varsa mahzun.
Bil ki,
bu yürekte
ölümüne bilenen hançer keskinliğinde,
hâlâ sana ait olan bir aşk var.
O zaman,
sulara ver saçlarını ki ıslansın bahar....
işte böyle güzelim.
Bendeki soluğun adı şiirdir. Şiirimdeki dili biliyorsan beni anlarsın.
Bunları anlattım gül bahçelerine.
Bunları anlattım hep yollara.., yıldızlara, sulara..., duvarlara.
Bu aşka şahit olan herkese........
Yıllara, ve dahası yaprak sarısı bu hayata.....
Anlattım da;
Senden uzakta bir kalpte,
senin için yıllarca taşınan sevda yüklü bu kervanın..,
ihanet kurşunlarıyla yüreğinin tam on ikisinde vurularak..,
çöl seraplarına terk edişini,
anlatamadım.
Şu yaban ormanlı gönlüme.....
Artık,
Yıllardır
ne bir umut değer
dudağına hasretin.
Ne de
gelin kokulu kızlar bekler yolumu.
İçli şarkıların perçemine asılan yokluğunu.,
Öksüz bir şive ile anlatamadım gitti hâla şu gönlüme...
Yalnız şunu bil ki;
Üşüyorsa,
bir bir senden uzakta kalan bu yüreğin sesleri,
sanma ki bu aşk sahipsiz kalır.
Geçiyorsa içimdeki kervanlarda hasretin..,
ve
kalıyorsa bir yetim hüznüyle ellerimde hercai gözlerin..,
ardından bir gün bende hırkamı alıp
çekip giderim...
Sensiz gökle yer arasında asılmış bir halkada.., iklimlerin üstünde baharlar soluyorsa..,
bir gül damlıyorsa
aşkın duvağına kan kırmızı sevdalar gibi.
Ve
düşüyorsa gamzesine menekşeden ince bir yağmur.
Türkü kokan bu sevda keder dokuyorsa bir ucu kırık.
Kopan bir gecede kumrular varsa mahzun.
Bil ki,
bu yürekte
ölümüne bilenen hançer keskinliğinde,
hâlâ sana ait olan bir aşk var.
O zaman,
sulara ver saçlarını ki ıslansın bahar....
işte böyle güzelim.
Bendeki soluğun adı şiirdir. Şiirimdeki dili biliyorsan beni anlarsın.
Sana bunları anlatırken,
kanamayacaktı nergis kokulu düşlerim.,
yaşarmayacaktı gözlerim aslında., kurumayacaktı dudağım.,
ağlamayacaktım....
Demiştim ama..,
gel de anlat.
Anlatabilirsen., tufan bulutlu şu gönlüme.......
kanamayacaktı nergis kokulu düşlerim.,
yaşarmayacaktı gözlerim aslında., kurumayacaktı dudağım.,
ağlamayacaktım....
Demiştim ama..,
gel de anlat.
Anlatabilirsen., tufan bulutlu şu gönlüme.......









